You are currently viewing UYKU ILE UYUKLAMA ILE ALÂKALI KUR’AN’DA TEDEBBÜR

UYKU ILE UYUKLAMA ILE ALÂKALI KUR’AN’DA TEDEBBÜR

Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuh sevgili ailem;

Elhamdulillahi Rabbi’l alemîn ve selatu ves selamu ala Seyyidina Muhammed ve âlihi’t tâhirîn ve sahâbeti ecmain ila ebedi’l ebidîn

Sevgili ailem,

Allahu Teâla Enfal suresinin 11. ayetinde şöyle buyurmakta:

[11: Al-Anfaal / الأنفال]

إِذْ يُغَشِّيكُمُ النُّعَاسَ أَمَنَةً مِنْهُ وَيُنَزِّلُ عَلَيْكُمْ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً لِيُطَهِّرَكُمْ بِهِ وَيُذْهِبَ عَنْكُمْ رِجْزَ الشَّيْطَانِ وَلِيَرْبِطَ عَلَى قُلُوبِكُمْ وَيُثَبِّتَ بِهِ الْأَقْدَامَ

*O sırada size, yine katından bir güven ve esenlik olmak üzere bir uyuklamak veriyordu, sizi temizlemek, şeytanın vesvesesini sizden gidermek, yüreklerinize kuvvet vermek ve ayaklarınızı sağlam durdurmak için gökten üzerinize yağmur indiriyordu.“*

Bu ne anlama gelmektedir?

Bir uyku vardır birde uyuklamak olmak vardır.

Uyku gaflettir; uyumak ölümün bir çeşididir. Uyumak hakkında “küçük ölüm” denir. Küçük ölüm anında *Eceli Müsemma* gelebilir yani küçük ölümünde “büyük ölüm” gerçekleşebilir.

Bazıları rahatlamak için uyurlar, uyuya kalırlar bunda bir sorun yoktur.

Uyumak kelimesine “nawm” denir ve uyuklama kelimesine “nuâs” denir.

Her uykunuz (nawm) bir rahmet değildir. Uyumanın iki türü vardır;

1. Gaflet uykusu

2. Rahat etmek için uyumak;

yani ibadet yaparken rahat etmek, işte rahat etmek veya işe gidip gelmek ve ibadet etmek için uyumak. İşe gitmek de bir ibadettir.

Demek ki bir insan çok çalışıyor ve çok ibadet ediyorsa vücudunun dinlenmesi için uyur. Böylece dinlendikten sonra devam çalışıp ibadet edebilir.

Fakat fazla değil!

Fazla uyumak gaflettir!

O kişinin kalbi ölür. Ölüm burda şu anlama gelmektedir; düşünemez, zikir yapamaz, vaktini/ömrünü ibadet yaparak geçiremez, Allah’ın sevgisiyle meşgul olamaz, aksine uykuda geçirir. Bulunduğun yaşın sayılır ve öleceğin için ne kadar yaşarsan yaşa sonsuz olan ahirete göre ömrün kısa olacaktır. Ve dünya uzun sürelidir fakat sen ebedi olarak dünyada yaşamayacaksın aksine denizin bir damlası kadar veya bir kum tanesi kadar yaşayacaksın.

Fakat ibadet niyetiyle kalkanlar, gece Teheccüd namazı için ve ibadet etmek için az bir uykuyla kalkanlar endişe duydukları için fazla uyumayıp uyanacaklar. Demek ki gaflete düşmeyecekler, Allah onlara destek olacak ve uyandıracaktır. İbadet yaparken vücut dinlenmek istediğinde Allah onların vücudunun gece ve gündüz uyuklamasına izin verir. Arada beş dakikalığına uyku ve uyanıklık arasında olurlar, bu Allah’ın bir rahmetidir.

Bu Allah’ın sana verdiği bir garantidir.

Ruhun için bir garantidir,

Organların için bir garantidir

Kalbin için bir garantidir Allah’ın rahmeti senin üzerine olur.

Uyuklamada bereket vardır.

Sağlıkta bereket

Kalpte bereket

Amellerinde bereket

Bulunduğun yaşta ve organlarında bereket olur. Birazcık uyuklamakla 24 saat uyuyan birinden, daha fazla hayır kazanırsın. Uyukladığında (nuâs) 24 saatlik uyku porsiyonu kazanırsın. Yani bir dakika uyuklamak 24 saatlik uyku gibi, bir gün veya bir gece gibi sonuç verir inşaallah.

Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu şey artı bir daha fazlasını kazanırsınız. Ve yaşına bereket kazanırsın. Ruhun alemi ervah’da uçacaktır, rahmetin olduğu yere sıddıkların, şehitlerin ve peygamberlerin (as) bulunduğu yere.

Eğer *nuâs* (uyuklama) halinde vefat edersen hesapsız gideceksin. Ruhun oradadır fakat sen daha oraya gitmemişsindir. Hesapsız gideceksindir, çünkü kişi hangi halde vefat ederse o halde diriltilir. Ve ibadet yapıyordun veya işteyken uyukladın (nuâs) halinde vefat ettin. Allah rahmet eder ve ruhun vücudun ile bağlantıda olur, ancak Rahmetullah’a uçarsın. Rahmetullah, peygamberlerin ruhları, sıddık ve şehitlerin arasında olursun.

Onlarla ölü olarak kalacak ve onlar ile mahşerde uyanacaksın, çünkü Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: *“Her insan neyle büyürse onunla yaşlanır. Ne ile yaşlanırsa onunla ölür. Her insan öldüğü hal üzere diriltilir.”*

Eğer uyuklama (nuâs) halinde olursan ve ruhun tekrar gelmezse o zaman Allah’ın büyük bir rahmeti senin üzerine olmuştur. Hesaptan muaf olur orada canlanırsın. Bu yüzden nuâs (uyuklama) halinde çok rahat ve sakin ve dinlenmiş olursun. Çokça rüya görülür ama çok karışık şeyler görürsün uyuklama halinde. İnsan gördüğü rüyayı hatırlayamaz ya da birazını %1 hatırlar. Fakat kendini rahat hisseder.

Neden mi?

Çünkü yaşadıkları alemi ervah ve naim, Rahmetullah tarafında peygamberler ve şehitlerle örtüldüğü için. Onlar canlılar ve cennetin tadını çıkartıyorlar. Nasıl olur da bunu rüya olarak açıklasın veya anlatsınlar. Ruhun gördüğü çeşitli güzellikleri aklına anlatamaz ki. Aklin ise karma karışık bir şeyler gördüğünü sanır. Bu yüzden Allah’ın rahmeti onların üzerinedir.

Nuâs haline, uyumuyorken Rahmetullah aynen Allahu Teâla’nın bu ayette buyurduğu gibidir: *“O sırada size, yine katından bir güven ve esenlik olmak üzere bir uyuklama geliyordu, sizi temizlemek, şeytanın vesvesesini sizden gidermek, yüreklerinize kuvvet vermek ve ayaklarınızı sağlam durdurmak için gökten üzerinize yağmur indiriyordu.“* (Enfal, 11)

Nuâs hali böyledir. Uyandığında ayaklarını sabit bir şekilde bulursun. Veya uyanmaz ve nuâs halinde vefat edersen ayakların istikrarlı ve sağlam bir şekilde sıratta Rahman’nın Arş-ı Âlâ’sinda bulursun. Tüm ayakların titrediği gün senin ayakların titremeyecek.

İnsan titriyor ve korkuyor fakat nuâs (uyuklama) halinde vefat edenler güvendedir. Dünya ve ahirette rahat olacaklar. Dünya‘da nâim ile ayakları sağlam ve doğru yolda olacak ve ahirette sırat köprüsünde ve tekrar dirilişte ayakları sağlam olacak.

Aklınız dünya ile fazla bağlantıda olmayacak. Allah senin aklını yani kalbini sabit kılacak. Aklını (emanet) ve kalbini sağlam tutacak. Çıkıp dünya, gün ve gecesine akıp gitmeyecek. Düşün, bunu anlıyor musun?!

Fakat çok uyuyanlar…

Çok ve derin uyuyorlar, çünkü dünyada ibadet yapmamak için rahat olmak istiyorlar. Kendilerini rahat hissetmek istiyorlar nefsi yönden. Çok çalışmak ve ibadet yapmak istemiyorlar. Bu yüzden akılları onlardan gidiyor.

Nereye mi?

Dünyaya!

Onlar nasıl bağlantı kurarlar.

Dünya ile, Allah Subhanu Teâla ile değil dünyanın Rabbi ile değil. Aklı sırf dünyayla bağlantı kurar ve kalbi sadece dünyayı sever.

İbadeti sevmez ve Allah’ı unutur. Hormonları, kalbinin içindeki kimyasal etki, kanı daha fazla ve daha fazla isteyecek özlem duyacak. Aynen Allahu Teâla’nın Tekasür suresinde buyurduğu gibi:

*“Çoklukla övünme yarışı sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı.”* (Takasur, 1-2)

Demek ki duyduğunuz özlem sizi Allah’tan, ibadetten ve Allah’ın sevgisinden dikkatinizi dağıtacak. Dünyadan daha fazla isteyeceksiniz ahiretten değil. Bu yüzden çok uyuyorsunuz ve çok uyumanın sizi rahatlattığını düşünüyor ve ibadet yapmaktan kaçıyorsunuz. Rahat ederim düşüncesi şeytan düşüncesidir. Şeytani nefs, şeytan değil.

Kalpleri Allah ile bağlantı da olan ve bunu istemeyenleri Allah şeytani nefis ve şeytani düşüncelerden temizler. Nefisler şeytani düşüncelerden temizlenir, kalpleri sağlam olur, kalplerindeki akıl ve onlar Allah ile her zaman bağlantılı bulunurlar.

Bu yüzden Allah onlara dünya ve ahirette daha fazla verir. Maddi ve manevi istediklerinden daha fazlasını verir.

Nasıl olur?

Kişi nuâs halinde uyuklarken, Teheccüd namazı kılarsa birden beş dakikalığına uyuklar ve tekrar uyanırlar mesela.

Bu 5 dakika 5 saat gibidir… bereket!

Veya 1 saat, bir gün gibidir… bereket!

Veya bir günden daha fazla.

Uyku ile bereket,

Uykuda bereket,

Rızık konusunda bereket,

Bulunduğu yaşta bereket,

Sağlığında bereket; kalbinde, ruhunda, maddi ve manevi.

Uyumak bir kimyasal ve hormon üretiyor, bunlar Allah’ın sevgisini öldürüyor. Bu yüzden Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmakta: *“Benim uykum sizin uykunuz gibi değildir. Ben uyuyorum fakat kalbim Allah ile ve Allah’a bağlı.”*

Demek ki O (sallallahu aleyhi ve sellem) uyuyor fakat kalbi uyumuyor. Aklı uyumuyor. Uyanıkken yaptığı ibadet gibi uyurken de ibadet yapıyor. O (sallallahu aleyhi ve sellem) uyurken zikir yapıyor aynen uyanıkken yaptığı gibi. O (sallallahu aleyhi ve sellem) vahiy alıyor aynen uyanıkken aldığı gibi. Onun (sallallahu aleyhi ve sellem) uykusu büyümek/gelişmektir.

Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in varisleri de öyledir fakat çaba göstermeliler. Bunun için çalışmalılar. Bu yüzden Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) uykuya geçmeden hangi duayı yapıyor? Buraya bak şimdi, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) duasını ve ayeti bağdaştırabilmen için.

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmakta:

*”Allah’ım! Senin isminle yüzümü sana çevirdim ve senin isminle yanımı yatağa koydum.”*

Bakın şimdi, bu şu anlama geliyor uykuda büyük uyku gelebilir ve küçük uykuda büyük uyku gelebilir. Eğer nefsin giderse o zaman onu salih kulların arasında koru.

Salih kullar kimlerdir?

Peygamberler, sıddıklar ve şehitler.

Neden mi?

Demek ki ruh gidiyor. Bu ölümdür. Senin uykun ölümdür, küçük uykun. Fakat küçük uykudayken büyük ölüm gelirse Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: *“Ya Rabbi, eğer onu alırsan o zaman mağfiret ve merhamet et. Ve eğer geri gönderirsen onu salih kulların arasına gönder.”*

Ruhun alemi ervah’a (ruhlar alemi) gider ve eğer orda kalırsa, aynen Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ın buyurduğu gibi: *“Eğer Sen onu küçük uykudan mağfiret ve merhamet ile gönderilen salih kulların aleminden alırsan. Mağfiret ve merhamet et geri dönmemesi için aksine orada mağfiretin ve merhametin ile kalması için.”*

Demek ki azap olamadan hesap olmadan. Eğer o ruhların yanına gönderilmediyse hala dünyadadır.

Yani uyuklamak (nuâs) ruhun için bir kurtuluştur, Allah ile bağlantıda olan, Salih Peygamberimize giden, şehitlerimize giden ve sıddıklara giden ve tadını çıkaran. O yüzden rahatlık ile geri döner sırf beş dakika uyukladığın halde. Bir güvencen vardır ruhuna Allah’ın güvence aşısı yapılmıştır. Allah’ın nurunu almış ve bedenine geri dönmüştür ruh. Zevk hissediyorsun, sakinlik, itminan, rahatlık, sağlık, uykuya doymuşluk hissediyorsun. Aklını dünyaya sabit kılar, çünkü sen geri ona döndün, aklın emanetine ihanet etmemesi için. Kalbini sabit kılar, arkasından koşar, kalbini ve aklini Allah’a bağlar. Aklın sağlam olsun, kalbinle sakin, göğsünde olması için. Bu nedenle dünya ve ahirette itminan ve müjde alırsın.

Bu böyledir.

Bu yüzden lütfen gafletten kaçının. Bu niyet ile yatsı namazından sonra uyuyun ve birkaç saat uyuyup uyanacaksınız, aynen bir gün uyumuş gibi. Ve sabah namazından önce uyanıp kılarsınız. Sabah namazına kalkıp bir daha uyumamak için.

Sabah namazından biraz önce uyanılır, Teheccüd kılınır, istihare kılınır, hacet namazı kılınır, vitir namazı kılınır ve ardından imsak girince sabah namazı kılınır. Sonra bir şeyler yenir ve içilir ardından zikir çekilir ibadet yapılır. Artık yaptığınız her şey ibadet sayılır. Sonra Duha Namazı kılınır ve işe gidilir. İşten geldikten sonra uyunur. Hayatın düzeni böyledir. Allah organlarını bu düzene göre yapmıştır.

Allahu Teâla Bakara suresinde şöyle buyurmakta: *”Allah hiçbir kimseyi, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz;…”* (Bakara, 286)

Demek ki Allah gücünün yettiği kadar sana emir edecek. Anlıyor musun?

Bu sabah namazından sonra uyumamak gerektiği anlamına gelir. Eğer uyuklama (nuâs) gelirse bu Allah’ın rahmetidir. Bu iyidir ve sorun yoktur. Oturuyorsun, zikir çekiyor ve uyukluyorsun, anlıyor musun demek istediğimi?

Ama yatağa yatma, çünkü bu nawm (uyumak) istediğin anlamına gelir, nuâs (uyuklama) değil. Sen uyumak istiyorsun uyuklamak değil. Sen gaflet istiyorsun rahmet değil. Kendin istiyor ve tasdikliyor ve nefsini bunun için hazırlıyorsun. Şeytanın sana ihtiyacı yoktur. O senin çokça sevap kayıp ettiğini bilir. Bu nedenle Rasulullah şöyle buyurur: *“Sizlere hac ve umre sevabını garantiliyorum, eğer ki sabah namazını vaktinde kılıp güneş doğana kadar uyumazsanız.”*

“Uyumazsanız”, uyuklamak değil. Yani uyuklamak normaldir anlıyor musun? Sadece yatağa girip uyumayacaksın o sevaba ermek için.

Duha namazını kılana kadar uyumayan demek ki kişi hac ve umre yapmış gibi sevap alır.

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurmakta: *“Kāmilatāni, Kāmilatāni, Kāmilatāni“*/ „Kamil, Kamil, Kamil.“

Yani *Tam* nafile hac ve umre sevabına nail olur. Yani Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) tarafından üç defa tasdiklenmiştir. Senin için tasdiklenmiştir ve onaylanmıştır. Evinde oturuyor, yiyor ve rahatça uyuyorsun, para vermiyor, harcama yapmıyorsun, yolculuk veya hac ve umre merasimi yapmıyorsun ve aynen hac ve umre yapmış gibi sevap kazanıyorsun. Bu bir *indirim* değil mi, bu Allah’ın ümmeti İslam’a vermiş olduğu bir fırsat değil mi. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)‘ın insanlar arasından çıkartılan en hayırlı ümmetine olan hatırı için. Neden Allah’ın teklifini, Allah’ın verdiği büyük fırsatı kabul etmiyorsunuz. Bizler için her gün açık, hac ve umre sevabı kazanmak.

Neden?

Her gün böyle hac ve umre sevabı almak varken birkaç saat içinde. Sırf birkaç saat.

Bu nedenle bu sohbet üzerine ve ayet üzerine tefekkür ve tedebbür yapın ve anlamaya çalışın. Allah’ın size vermiş olduğu hayırdan mahrum kalmamak için. Allah sizlerin yardımcısı olsun ve sizleri korusun, bizleri hepimizi rahmeti ve mağfireti ile örtsün ve tüm anne ve babalarımızı da, amiin.

Vesselatu vesselamu Seyyidina Muhammed ve ala Seyyidina Muhammed

Ve’l-Hamdulillahi Rabbi’l alemîn.

Sayyid Magdy Dawoud