MAGDAVİYYE HİKMETLER - 3
O hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse ona pek büyük bir hayır verilmiş demektir. Bunu ancak sağlıklı düşünen akıl sahipleri anlar. (BAKARA 2/269)
Hikmet 201
Sen kimsin?
Sen’in cevabı: “ben”
Ve Sen bana aynını sorarsan,
Benimde cevabım: “ben”
O sebebten: Sen= ben
Ben = Sen
Ben ve Sen = biz
Biz = ben + sen + o + şu + Siz
Ve hepsi 1’ den (Adem as.)
Adem topraktan
Sonuç:
Sen topraktan gelen, topraksın!
Suāl:
Neden toprakta gurur ve kibir ile geziyorsun?!
Ve neden bir mahluk’u hor görüyorsun, sende
onun aynından olduğun halde!!
———————————————————————————-
Hikmet 202
Helal’in semereleri (meyveleri) helaldir ve
haram’ın semereleri haramdır.
Ve O’nda olan ancak O’na itaat ile alınır.
———————————————————————————-
Hikmet 203
İyi davranışı ve amelin mükemmelliğini
kaybetmemek için, davranışın sebebi ve amelin
sonucuyla meşgul olma.
———————————————————————————-
Hikmet 204
İhlas: sadık niyet ve vicdanlı amellerdir.
———————————————————————————-
Hikmet 205
İhlassız amel, ruhsuz bir beden gibidir.
———————————————————————————-
Hikmet 206
Amelin mihrabı onu mükemmel yapmaktır ve
Allah’ın rızası onun kıblesidir.
———————————————————————————-
Hikmet 207
İhlasta amel için ve sonucun kesinliği için bir
fayda vardır.
———————————————————————————-
Hikmet 208
Azaların çalışmadaki emniyeti izin verilenden
(helalden) gelmesidir ve doğru yere gitmesidi.
———————————————————————————-
Hikmet 209
Nefsin bazen aşağılanma ve rezillik içinde olması,
yücelme ve yükselme için bir korumadır.
———————————————————————————-
Hikmet 210
Ey daima soran;
O’ndan sakınsaydın sormazdın.
“Allah’tan korkun. Allah size öğretiyor.”
———————————————————————————-
Hikmet 211
Ma’iyyeti (beraberliği) ve‚ indiyye’yi (katında
olmayı) koru; Birr’e (iyiliğe) ve sirriyyeye (sırra)
eriş!
———————————————————————————-
Hikmet 212
“Ekileni biçmek yeterli değil, onları yiyecek olanı
bulamazsan. Ve de ancak ektiklerini biçersin”
———————————————————————————-
Hikmet 213
“Acının şiddetinden ve belalardan açılış bilinir. Ve
nimetler taşıyan develer lezzetlerle gelirler. Kilitli
olanlara anahtarlar var. Hedef ve kapı hususunda
Allah’tan sakın (takvalı ol).”
———————————————————————————-
Hikmet 214
İnsan, olduğu yerde değil, eser bıraktığı yerdedir.
———————————————————————————-
Hikmet 215
Ey yazılarımı okuyan! Okudukların hakkında fikir
beyan edersen; ettiğin ancak nefsinin ve aklının
tarifidir. Ve benimle konuşursan seni hemen
tanırım.
———————————————————————————-
Hikmet 216
“Ne Ma’bûd’un ibadetiyle meşgul ol ne de
Mahbûb’un muhabbetiyle. Ve ibadeti adet olarak
değil sevgiyle ifa et ki taat ve saadete erişesin.”
———————————————————————————-
Hikmet 217
Her şey için simet (öne çıkan özellik) vardır.
Simet, diğer özellikleri aşarak üste çıkan ve o şeyi
kendisiyle andıran ve çağırtandır – O (Allah)
eşyanın özelliklerini sana hizmetçi yaptı – ve
her şey O’na hamd ile tesbih ederek geldi.
Ne ismine ne de eşyanın özelliklerine muhalefet
etme! Zorunlu olarak dönmeden önce O’na
isteyerek yönel.
———————————————————————————-
Hikmet 218
“Bana öğret ki seni tanıyayım.”
———————————————————————————-
Hikmet 219
El Kerîm verdiği şeyi almaz, alıyorsa, efdali içindir.
Alması adalettir.
Vermesi fadldır. Engellemesi hikmettir.
– Kanaat et ve ibret al.
– Sabret ve bekle.
———————————————————————————-
Hikmet 220
Ben’i sil ki abid (ibadet eden) olasın Ma’bud
(ibadet edilen) değil. Ve seven ol ki sevilen olasın.
“De ki, “Eğer Allah’ı seviyorsanız
bana tabi olun ki, Allah da sizi sevsin”
(Al ‚İmrān 3/ 31)
“Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında
çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp,
sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir
sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun
eğmedikçe iman etmiş olmazlar.”
(An Nisa, 4/65)
———————————————————————————-
Hikmet 221
O’nun helal kıldığından doğru mekanda ve
zamanda ye ve nimetiyle konuş.
O’nu her vakit ve her halinde zikret, oysaki O seni
hal üstü zaman üstü ve mekan üstü zikredecektir
———————————————————————————-
Hikmet 222
Şüphesiz ki El Kerim bir nimet verdiğinde onu geri
almaz, alırsa da sadece ödünç alır.
Yoksa Rububiyyetiyle çelişir. Vermesi keremidir,
azaltması ise hikmet ve adaletdir.
“Kimdir Allah’a güzel bir borç verecek o kimse ki,
Allah da o borcu kendisine kat kat ödesin.
(Rızkı) Allah daraltır ve genişletir. Ancak O’na
döndürüleceksiniz.”
(Bakara, 2/245)
———————————————————————————-
Hikmet 223
Nefsin seni kibre çağırdığında ayaklarının
altındaki toza bak ve bil ki o yaratılış kazası
(hükmü) olarak senin aslın ve o’na geri
döndürüleceksin.
Aklın mücadeleyi sevdiğinde İblîs’i hatırla ki o
nedenle ebedî eşkıya oldu.
O’nun sevgilisine tabi ol ki seven ve sevilen olarak
yüksel nuranî ve Rabbanî olarak.
———————————————————————————-
Hikmet 224
Eğer şifa ve balı istiyorsan, o halde batanlara ve
acılara katlan.
———————————————————————————-
Hikmet 225
Nefsini fani hayatta öldür ki baki hayatta yaşa.
———————————————————————————-
Hikmet 226
Adalet O’nun terazisidir, doğruluk konuşması,
hakikat umuru, nimet vergisi, engellemesi hikmet
ve yapması muradı.
“O’nun katında herşey bir kaderledir.”
İtaat et ve teslim et ki hem kendini kurtar hem
teslim ol.
———————————————————————————-
Hikmet 227
Nefis:
– kafa ve anladıkları,
– karın ve içeriği,
– kalp ve sevdikleridir.
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “İman etmiş sayılmaz
bir kimse ki ben o’na;…daha sevgili olmadıkça ve
iki tarafı arasında bulunan nefsinden daha sevgili
olmadıkça.”
———————————————————————————-
Hikmet 228
– Demek (söylemek) ya gerçektir ya yalan. Sorulan
her sual “demek” olarak adlandırılır.
– Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) dedi ki: “samimiyetle “La ilahe
illallah” diyen cennete girer.”
– Tarif: sınırsız konuş utanmaksızın. “Sizin şu
anlatışınıza karşı yardımına sığınılacak, (ancak)
Allah’dır.”
(Yusuf, 12/18)
– Zikir: Huzurullah’ta bulunmak ve hiçbir halde ve
zamanda unutmamaktır.
– İlim, öğretilenle başkaları arasındaki farkdır.
– Marifet: Nurlar ve sırlardır.
– Tefekkür: fikir ve görüşlerin konusudur.
– Teemmül fikirlerde derinliktir.
– Tedebbür: fikirlerin sonuçlarıyla yaratılanlardaki
mucizeyi Subhan Yaradanla alakalandırmaktır.
– Bir ilmin/bilimin zirvesine çıkıp da orada
Yaradanı göremeyen cahildir.
———————————————————————————-
Hikmet 229
Sevgisini hedefin yap,
kulluğunu itaati yap,
bağlan, vasıl ol,
huzurdayken, ki gör.
– Huzur köşelerinden bir köşeyi halvet için seç
müşahade için ve teemmul (derin tefekkür) için
Al Vâcid (var eden) ile bağlantıda kainatla ayrılman
için.
Bağlantıda eğer ayrılırsan o halde kainatta yürüyen
bir nur olursun hakikat aleminde ve yürüyen ve
bağışlanmış bir insan olursun yeryüzünde.
“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ı gördün mü, miraç yaptıktan
sonra geri döndüğünde ve göklerden ayrıldığında
ve göklerin Rabbiyle bağlı olarak devesine yular
almak için pazara gittiğini!!”
———————————————————————————-
Hikmet 230
Arz için bir özellik ve yaratılış var..onda yürü..
karışmadan..ona alış değiştirmeden..aksi takdirde
bozgunculuk yapar ve zannedersin…
“Kendilerine: “Yer içinde bozgunculuk yapmayın”
dendiği zaman, “Bizler sadece ıslah edicileriz”
derler.”
(Bakara, 2/11)
———————————————————————————-
Hikmet 231
Ey Rububiyyetiyle yarattığı her şey için ve yarattığı
her şeyde Zahir olan. Ve hâs (kullar) dediklerin için
ise Bâtın olansın.
“..Huve-z Zāhiru ve-l Bātin..”
(Hadîd, 57/3l)
———————————————————————————-
Hikmet 232
Çözül ki, bağlanmış ol.
———————————————————————————-
Hikmet 233
Denizde yüzüp de abdest için su arayan gibi olma!
“… ve sadıklarla beraber olun.”
(Tevbe, 119)
———————————————————————————-
Hikmet 234
“Deme: dört eşittir iki artı bir artı yarım artı yarım.
De ki: dört eşittir iki artı iki, zira konuşmaların en
hayırlısı en kısa olanı ve ima edenidir.”
———————————————————————————-
Hikmet 235
Ben’i sil,
nefsi ve hevayı alt et ki O’nu “Subhanehu” başarılı
kıl.
“…Eğer Allah’ı başarılı kılarsanız Allah da sizi
başarılı kılar…”
(Muhammed, 7)
———————————————————————————-
Hikmet 236
Nefsini gözetle. Eğer onu görürsen Rabbini
tanırsın.
“Ve kendi nefislerinizde. Hâlâ
gözetlemiyormusunuz?”
(Zariyat, 21)
———————————————————————————-
Hikmet 237
Her şeyin vermesi karşılıklı menfaate dayanır,
ancak O müstesna. Subhanehu dostuna verdiği
gibi düşmanına da verir.
———————————————————————————-
Hikmet 238
– İhlas: muhabbet, sonra teslimiyet, sonra
davranışlarla itaattir.
– Muhabbet: Sevgili’yi unutmamak, her şeyde –
O’nun yüce kudretini ve her şeyden yüce olduğunu – görmektir.
———————————————————————————-
Hikmet 239
El Marifet (Bilgi):
Vahyedileni sevgi ve İtmi’nān (Kalb huzuru)
içinde. Vahyini tedebbür ile (bağlantı kurarak) oku.
Ve ardından kendi özünde tebessür (gözlem) yap,
Sonra O’nun melekûtu (mülkü) olan yaratıkları
içine tefekkür ederek (düşünerek) gir.
Ve te’emmül ederek (daha derin düşünerek) taki
Cemâli ve Celâli sana yansımaya başlayana kadar;
İşte o zaman dünyayı ve içinde bulunanları,
cenneti ve lezzetlerini, ateşi ve azabını unutacaksın.
– İşte orada kendini secdeye attın da yaklaştın ve
aydınlandın.
O zaman baktın, gördün ve bildin.
İşte böylece söz dairesin’den çıkarak, suskunluk ve
hikmete erdin.
Ve zâhirden (dıştan) bâtına (içe) ve hakikate
adımını attın.
Böylelikle beden, zaman, mekan bağlarından
kurtulup fuâd (kalp/gönül) nûru ve basîretin
görmesindesin.
(O’nu bildin ve bundan böyle asla
unutmayacaksın).
———————————————————————————-
Hikmet 240
Sevgi yoktur:
“El Azim’e” en büyük olan “Subhanehu’ya” O’nun
Sevgilisi olan (sallallahu aleyhi ve sellem) “Habībehu’ya” tâbi olmaksızın.
– Tâbi olmak sevgidir;
Ta ki O’nu (sallallahu aleyhi ve sellem) kendinden ve her şeyden daha çok
sevene kadar.
———————————————————————————-
Hikmet 241
Evlatlarının kitap sayfaları beyazdır.
Oraya istediğini yaz.
Ki neyi yazdıysan, onu okuyacaksın.
———————————————————————————-
Hikmet 242
O’nun sevgisiyle ve takvasıyla yaşa ve O’nu
unutmamaya dikkat et; o halde O’nun sevgisine
ve takva elbisesine sahip olursun ve o durumda
O’nun nimetine erersin.
“Rabbinin nimeti yasaklanmış değildir.”
———————————————————————————-
Hikmet 243
Zamandan kaçış olarak hiçbir işini erteleme,
zira zaman senden kaçmaktadır – çoğu kez ona
ulaşamadığın olmuştur.
———————————————————————————-
Hikmet 244
İnsanlar ağaç; tohumu Adem, dalları farklı farklı
ve biz yapraklarıyız. Ameller meyveleridir ve her
yaprak için bir ecel (tayin edilmiş bir ömür) vardır.
Yere düşmeden meyve ver ki kalıcı ol.
———————————————————————————-
Hikmet 245
Kardeşinin karşısında zelil olursan yüceltilirsin.
Seni inkar edenin karşısında izzetli ol ki; o’nun
yanında yücelir ve Allah’a yaklaşırsın.
Allahu Teala buyurur ki:
“…Müminlerin arasında zelil, kafirlerin arasında
aziz…”
(Maide, 54)
———————————————————————————-
Hikmet 246
Ölüm hayatın ikizidir- unutma ve ihsan et ki
kalbin hayattayken ölmesin.
“O, hanginizin daha güzel amel yapacağını
sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.”
(Mülk, 2)
———————————————————————————-
Hikmet 247
Eğer hac O’nun evine varmaya kastetmekse, evin
(Beytullah) Sahibinin yüzü daha önceliklidir;
rizası ve sevgisi için.
Habîbine tâbi olmadan asla O’nun sevgisine
ulaşamazsın…ittiba varsa sevgide var olacaktır…
sonra sevilen olup tavaf yapan olacaksın, sevgi ve
sa’iy mihrabında, Habîb ile Mahbûb arasında.
———————————————————————————-
Hikmet 248
İstiğfar: Rububiyet ve Uluhiyetin ikrarıdır. Terbiye
ve Ubudiyet (kulluk) O’na firar etmektir; Af, bol
(yağan) rızık, bereketli ve bol hayırlı destektir
(yardımdır).
(Dedim ki: ‘Rabbinizden bağışlama dileyin;
çünkü O, çok bağışlayıcıdır. (Bağışlama dileyin
ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin. Sizi
mallarla, oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler
var etsin, sizin için ırmaklar var etsin.’)
(Nuh, 10-12)
———————————————————————————-
Hikmet 249
Benden alırsan bana verdin demektir ve daha
fazlası…
Ve bana verirsen, benden aldın demektir, benden
hiç eksiltmeden.
———————————————————————————-
Hikmet 250
Zulüm zulumâttır (karanlık).
Hakkı iade fuyuzâttır (feyizler).
Adalet futuhâttır (açılış).
Tevbe berekâttır (bereketle).
———————————————————————————-
Hikmet 251
Zina yayıldığında
ve kan dökmek mubah sayıldığında;
Bekle semadan gelecek belayı ve laneti.
———————————————————————————-
Hikmet 252
Pahalılık, zulüm askerlerinden bir askerdir
ve semanın, kan dökülmesine olan rızanın ve
suçsuzlara yapılan zulmün üzerine lanetidir.
———————————————————————————-
Hikmet 253
Dudaklarını kapayan; ne yiyebilir ne içebilir
———————————————————————————-
Hikmet 254
Her görünen anlaşılır değil ve her anlaşılan da
görünür değildir – görünüyorsan anlaşılır ol!
———————————————————————————-
Hikmet 255
Hakikati El Hakk’tan, ürün bilgisini Es-Sani’den
(üreticiden) al, gerçekçi, şuanki ve gelecek
haberleri El-Alimu-l Habir’den al, aksi takdirde,
yanılırsın, bozulursun, sapar ve saptırırsın.
———————————————————————————-
Hikmet 256
Sen ve o!
Onda, senin beğenmediklerine bakma ve senin
nasibin olana sabret.
Sana acı vereni görmezden gel ve sana kötülük
edeni unut…
Seni sevene tutun, ona sevgini açıkla ve onun
hatalarını affet;
Ya sen çekip gidersin ya da o gidebilir. Geriye
güzel bir hatıra ve salih bir dua kalsın.
Mutlu bir şekilde yaşarsın ve temiz olarak
ayrılırsın.
———————————————————————————-
Hikmet 257
Madem Yaradan erkek olarak doğmanı kaza etmiş
(yazmış), o halde sen de elinle kaderini erkek eyle.
Ve madem Yaradan dişi olarak doğmanı kaza
etmiş (yazmış), o halde sen de kaderini kadın eyle.
———————————————————————————-
Hikmet 258
İnsanlar kuşlar gibidir.
Ancak yürürler, uçmazlar.
Kendini O’na bırak ve O’nun mülkünde ilerle.
O’na sığın.
Bil ki, bir gün;
seni O’na taşıyacaklar.
———————————————————————————-
Hikmet 259
Ey bir zalime zulmünde yardım eden!
Sen nefsine, zalime ve başkalarına zulmettin.
Onda iflas etmiş ve mazluma vermek için hiçbir
salih amel toplamamış olarak geleceğin günden
korkmaz mısın!
Ve ey sıkıntılı kimsenin sıkıntısını gideren!
Ahiretinden önce, dünyandaki sıkıntılarının
giderileceğine dair sana müjdeler olsun!
———————————————————————————-
Hikmet 260
“Konuştuğunda duy ve dinle! Duymak itaatinden
ve dinlemek ise sevgisindendir. Rahmetini
celbedersin.”
———————————————————————————-
Hikmet 261
Sevgilinin sözünü duymak,
Muhabbetinin Gıdasıdır,
Hastalığının Şifasıdır,
Dalâletinin Hidayetidir.
———————————————————————————-
Hikmet 262
O’nun muhabbetine erişenin ruhunun kulakları,
O’nun kelamının tatlılığını tadar.
O’nun kelamının tatlılığını tadan, O’nu (kelamı)
tedebbür eder.
O’nu tedebbür eden ise, O’nun muradını anlar.
———————————————————————————-
Hikmet 263
Bülbülün güzel sesiyle meşgul olmaktan dolayı,
O’nun yaratılışının güzellik ve i’caz’indan yüz
çeviren gibi olma.
O’nun Yaratıcısını zikret.
———————————————————————————-
Hikmet 264
Ev sahibinin isteği ve izni olmaksızın bir evin
kapısı açılmaz ve o eve girilmez.
Hal öyleyken murid (isteyen), murad’a (istenilen)
asla ulaşamaz.
———————————————————————————-
Hikmet 265
Muradın kelamı üzere tedebbür yapılmadan
muradın kelamının anlaşılması mümkün değildir.
Eğer tedebbürü anlar ve yaparsan ulaştın,
bağlandın ve isabet ettin demektir.
İsabet ettiysen, fena buldun (yok oldun) demektir.
———————————————————————————-
Hikmet 266
Sevgili ile buluşmak, sevenin kastından değil,
Sevilenin kastındandır.
———————————————————————————-
Hikmet 267
Yüzünün Nur’una özlem çekenlerin uzun olsun
kısa olsun yolları ateştir;
Ancak lezzetli olgun meyveler verir. Onlardan
yiyenler ağaçların gölgelerinde fani olurlar.
———————————————————————————-
Hikmet 268
O’nun kelâmının tatlılığını tadanın, vicdanındaki
muhabbetin meyveleri olgunlaşır
———————————————————————————-
Hikmet 269
O’nun Kitabının satırlarına bakanın, gönlünün
gözleri açılır;
Ve zatında (kişiliğinde) nurlar saçılır,
Böylece o, bakanların görmediklerini görür.
———————————————————————————-
Hikmet 270
Kalplerin kilitleri ve kapalılıklar, kelâmını terk
eden kimse içindir.
Kalplerin ve onların gözlerinin açılması ise
kelâmının harflerine bakmak, lafızlarını ve kerim
ayetlerini tedebbür etmek iledir.
———————————————————————————-
Hikmet 271
Her şeyde, durumda ve zaman süresinde O’nu
izleyen ve dinleyen kimse,
bildi ve fani oldu; O’nun için toz da bir altında. O
kapıda durur ve kapının eşiğini asla terketmez!
———————————————————————————-
Hikmet 272
Fani ile kendini Baki’den alıkoyma. O’nu sevdiğini
iddia ediyorsun ve ölümden korkuyorsun; oysaki
buluşmak O’nun sevgisindendir. Aksi takdirde bir
nifak olur.
———————————————————————————-
Hikmet 273
Sen güller olamazsın – O halde her gülün kokusu
ol.
———————————————————————————-
Hikmet 274
Ne vermeyenlerden ol ne almayanlardan ol.
Veya almadan verenlerden ve vermeden alanlardan
da olma; vererek çoğaltanlardan ol.
Allahu Teala buyurur ki:
“Onların mallarından, onları kendisiyle
arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka
(zekât).”
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurur ki:
“Sadaka malı eksiltmez.”
———————————————————————————-
Hikmet 275
O’nun arzında; nazar ederek
basiretle görerek,
tefekkür ederek,
aklederek ve
tedebbür yaparak yürü ki…
O’nun bütün rızıklarından alabilesin.
———————————————————————————-
Hikmet 276
Dünyaya sağımdan, solumdan baktım sıfır,
önümden ve arkamdan ve bulunduğum noktadan…
Sıfırlarla sıfırlar içinde kuşatıldım; beni ya yukarı
çıkaracaklar ya da derinlere atacaklar. Ah, fanisi
baki kılan!
———————————————————————————-
Hikmet 277
Eğer O’NU her şeyde görüyorsan, bil ki O’nun
beraberliğindesin.
Eğer O’nun sevdiği her şeyi sevgisinde seviyorsan
O’nun sevgisinde eridin demektir.
O halde başkalarının baktıklarında müşahede
edemediklerini edersin.
Ve alimlerin tanımadıklarını tanırsın.
Kendini tut ve sesiz kal!
———————————————————————————-
Hikmet 278
Eğer Seni görürsem,
kendimi nasıl bulabilirim!
Fakat Sen bana bakarsan,
kendimi bulurum.
———————————————————————————-
Hikmet 279
Kendini kaybedinceye dek O’nu sev,
Eğer kendini bulamazsan, O’nun Sevgisinde yok
olmuşsundur.
———————————————————————————-
Hikmet 280
O’nun Sevgisinde kendini kaybedenler, O’nun
Sevgisini bulmuşlardır
Onlar ne orada ne buradadırlar.
———————————————————————————-
Hikmet 281
Eğer sende ne “orada” ne “burada” kaldıysa, ve
bütün her şey senin için sadece bir renk olduysa, ve
sen kendini bu renkte yok ettiysen – ta ki kendini
bu renklerden ayırt edemeyince dek, işte o zaman
hedefe ve murada ulaşmışsındır.
———————————————————————————-
Hikmet 282
Eğer hedefe ve murada ulaştıysan,
Ne lisanın, ne rengin ne de helal-haram’ın
olduğunu göreceksin.
Bu dile getirilemez.
Bil, sağlam ol ve sus!
———————————————————————————-
Hikmet 283
Amellerin meyveleri niyetlere göre devşirilir.
Onlarda hayırları çoğaltırsan, sana yük binekleri
dolusu verilir.
———————————————————————————-
Hikmet 284
Kur’ân Subhânehu’nun Kelâmı ve Nûrudur ve
O’nun Habîbi; “O’nun arzı üzerinde yürüyen
Kur’ân’dır.”
Ve O, O’nun yürüyen Nûru, kâinâtına rahmet ve
yarattıklarına hidâyetçi ve şefaatçidir.
Subhândır Er Rahman, Kur’an’ı
Nûruna alâmet olarak nişân eyledi ve gelin kıldı.
Ve buyurdu ki:
“Size Allah’tan bir nûr ve apaçık bir kitap
gelmiştir.”
Ve O, “kulların ilkidir.”
———————————————————————————-
Hikmet 285
Kur’an O’nun sözleri ve evren O’nun işaretleri..
O’nun sözlerini özenle (tedebbürle) anla ve
işaretleri hakkında düşün.
Takva elbisesinde O’nun muradını anlarsın,
O’nun katında yedirilir ve O’nun ilim denizinden
içirilirsin. O durumda Rabbani kul olarak O’nun
yakınlığına saadetle yükseltilir ve tatlı münacaatına
erdirilirsin.
———————————————————————————-
Hikmet 286
O’nu her hal-u karda unutmaz
ve devamlılığı sağlarsan vuslat gerçekleşir.
Devamlılık bağı secde ve yakınlık getirir. Ve
yakınlıkla münacaat gelir. Vaktiyle maiyyet
(beraberlik) gelir. Sonra vaktiyle sana ve sende
Sıfatlar tecellî eder.
Onunla beraber Sıfatlarda fena hasıl olur.
Zahirdeki olaylar batar ve olayların iç yüzleri
parlar, öyle ki her gördüğünü diyemezsin. Zira
lisandan yüksektir onlar. Dil konuşamaz ve harfler
önlerinde dağılıp giderler. Öyle olunca bil ki
ilk nur’una erdin demektir, Kalu-Bela dediğin
duruma.
İlk nur’unla tahtaya baktığında kalemin levhe
yazdığını ne lisan harfleriyle ne dil sözleriyle ancak
o kemalat nuru ve güzelliğiyle okuyacaksın.
– Önünde sus, zira o aklın ve dilin önündedir.
Emaneti koru ki günahsızlığı ve kemalatı alasın.
———————————————————————————-
Hikmet 287
Çaba göstermek “es- Sa’yu’, onda iki şey
mevcuttur:
– Kalıcı bir saadet için çaba,
ya da;
– Sonsuz azap için çaba.
Çabala, her neyi istiyorsan
sana gelecek olan, senin istemiş olduğundur.
“İnsan için ancak çalıştığı vardır.”
(En-Necm, 39)
———————————————————————————-
Hikmet 288
Her şeyin alameti vardır:
İmanın alameti fetanettir (zeka).
Allah ile beraberliğin: Kalb itminanı.
O’nun sevgisi: sanatı (işleri) mükemmel icra
etmek.
O’nu sevmek: Peygamberine (sallallahu aleyhi ve sellem) tabi olmaktır.
———————————————————————————-
Hikmet 289
Akıl kalpte emanettir – ya muhafaza ya hıyanet ve
nedamettir.
Ve kalp akıl için ışık ve bakımdır – ya hidayet veya
fesat ve dalalettir.
Ve El-Fuad ikisi için bir kab ve kuşatmadır.
Ve sadır hepsine bir tesis ve muhafazadır.
Kafa emirleriyle bedene bir davranış ve
yönetmedir…
Emanette Allah’a takvalı olunuz – o halde O’na
kurtuluş, himaye ve bakım içinde suluk edersiniz.
———————————————————————————-
Hikmet 290
O’nun sevgisi iki:
Rububiyyet sevgisi: onda nimette adalet ve
yetiştirmek/geliştirmek tecelli etmektedir.
– 100 pay herkese; O’nu seven Habibine de
düşmanlık eden Ebu Cehl’e de.
– Uluhiyyet Sevgisi:
O’nun sevgisiyle O’nu sevenin sevgisi.
Rububiyyetiyle Adil olan Subhandır!
Uluhiyyetiyle Merhametli olan Subhandır!
———————————————————————————-
Hikmet 291
Her gün içinde O’nun bir umuru (işleri/hususu)
vardır.
Her umur için durumlar vardır.
Her durum için konuşmalar vardır.
Her konuşma söylenenle oluşur.
Her kelimenin zamanı ve mekanı vardır.
Allah’a her şey için umurunda, söz ve
durumlarında, her zaman ve mekanda takvalı ol.
Zira her şeyin yazılıyor ve sen göreceksin.
———————————————————————————-
Hikmet 292
Onda bulundurmak bir kazanç.
Onda terketmek (hicret) bir bağ kurmaktır.
Onda sevgi ihlastır.
O’nun kapısının önünde durmak O’ndan gelen bir
zenginliktir.
O’na niyet (kast) etmek tevhid’dir.
———————————————————————————-
Hikmet 293
Varlık Sana bir delildir. Ben varlıktanım.
Sensiz ne ben ne varlık var olurdu, yoklukta
kalırdı.
Her varlıktan önce tek olansın. Her varlığın
üstünde, varlıktan sonra Varedicisisin.
Senin varlığının olması nasıl olur!? Zira Senin
varlığın zorunludur.
———————————————————————————-
Hikmet 294
O’na yapayalnız hesap vermeye gitmek için,
kaybolan, sayılı ve azalan günlerde başkalarına
bırakmak üzere biriktirdiklerinden ne kadar çok
hayır kazanabilirsen kazan.
– Ama helalin hesabını vermek
– Haramın azabını çekmek üzere.
– Yolcu giderken ondan alıp götürseydi,
– Yeni doğan ondan hiçbir şeye ulaşamazdı.
———————————————————————————-
Hikmet 295
Eğer hikayen insanlar tarafından yazılmakta
ise de, eserlerin Allah’ın melekleri tarafından
kaydedilmektedir.
———————————————————————————-
Hikmet 296
Sen ölümlü olsan da onda sözlerini canlı bırak
ki onlar kalsınlar, tekrar dirildiğinde sana ebedî
mutluluk versinler.
———————————————————————————-
Hikmet 297
Sözlerini O’nun sözlerinin denizlerinden ıslat ki,
O’nun Nurundan Hikmet kaftanı giydirilesin.
———————————————————————————-
Hikmet 298
Arzda Allah’ın emriyle işe koyul, zorlukları
mucizeyle atlatacaksın – Musa (as) asasıyla taşa
vurduğunda “Oniki pınar fışkırdı…” ve…hakeza…,
havlini ve kuvvetini Allah’tan al ki demir elinde
yumuşasın Davud (as)’da olduğu gibi.
Allah’a yakînin olsun ve teslim ol ki – ateşi sana
soğuk ve selametli kılsın Halil-i Rahman’a kıldığı
gibi. Ve O’nun yanında kimseye kulluk etme,
tevbeyle O’na geri dön ki seni balıkla balıktan
himaye etsin ve su içinde suda boğulmaktan
korusun ve seni üst üste sarılmış karanlıklardan
muhafaza etsin…
Ve Sevgilisine (sallallahu aleyhi ve sellem) tabi ol – ki seven ve sevilen ol
———————————————————————————-
Hikmet 299
Var olmayış varlığın aslıdır.
Ve varlık O’nun muradıdır – “OL” der ve oluverir
ve nasıl isterse öyle olur.
Var olmayış O’nun umurundandır Subhanehu.
O’nun varlığı zorunludur ve O her var olanın var
Edenidir.
Bil ve tut – akıl sınırlıdır.
———————————————————————————-
Hikmet 300
Her şey O’dan geldi, O’nunla kaimdir, O’na kuldur
ve O’na geri dönücüdür.
Her şey O’na şeydir ama sana isimdir; öğren – tanı
ve gereğine uygun davran, nefsini eşyadan yücelt ki
her şey sana hizmetkar olsun.
———————————————————————————-
Seyyid Magdy Dawoud