You are currently viewing IŞIĞIN VE RENKLERİN ASLI HAKKINDA

IŞIĞIN VE RENKLERİN ASLI HAKKINDA

🌹🌿🌹🌿🌹

—————————–

Bana ışık ve ışığın ne olduğu hakkında sordular.

Işığın aslı siyahtır, oldukça siyah, yoğun bir siyah. Ve ışığın aslını Tebessür, Tefekkür, Tedebbür ve Teemmülle bağlantı kurarak düşündüğünde, şu sonuca ulaşırsın:

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ ın NÛRU (Işığı) oldukça yoğun, fakat parlak bir siyahtır. O ilk Nur’dur.

Allahu Teāla bu Nur’a rahmeti ile tecelli etti. Ve ardından bu ışık Allaha hamd ile secde etti.

Bu ilk secde idi, bunun üzerine Allah sema’yı ve yeri, levh ve kalemi içinde ve arasında olan her şeyi yarattı.

İlk ışığın rengi siyah’dı. Bu siyah renk inceltildiğinde, bu siyah renk koyu bir yeşile döner, daha da inceltildiğinde yeşil ve daha da inceltildiğinde daha da değişik renkler ortaya çıkar. Ta ki şeffaf (görünmez olana kadar). Örneğin bu kar gibi. Rengi beyaz görünüyor, fakat bir arada değilde su halinde bakınca aslında şeffaf, renksiz. Fakat yumak halinde tutulduğunda (bir arada olunca) beyaz.

Mahlukatın aslı da aynen böyle yoğun bir siyah fakat parlak bir siyah ilk ışık olarak parlamış olan.

Ve bu ışık Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ın ışığıdır. Tüm Mahlukat bu ışıktan yaratıldı. Allahu Teâla üzerine başlangıçta tecelli etti bu ışıktan tüm renklerde yaratıldı.

Ardından ilk secdeyi bu ışık yaptı.

Böylelikle o ışık Allah’ın rahmetine nail oldu. Ve Allah’ın rahmeti her şeyi örttü. Bu rahmet ise, bu ilk ışıktır.

Bilim adamları uzay boşluğunda kara deliklerden bahsederler. O kara delik dedikleri Kur’an ifadesiyle Ravāsi‘dir/dengedir.

Burada yoğun siyahlık olarak görünen, aslında yoğun bir Ravāsi’dir. Diğer taraftan Ravāsi dünyanın dengesini sağlamaktadır. Bu denge ise bilim insanları tarafından kara delik olarak yorumlanıyor.

Renklerin aslı olan siyah’ta böyledir. Yoğun siyah. Ve ne kadar inceltilir ise bu siyah renk o kadar farklı renklerin meydana çıkmasına neden olur. Bu da aslında görünen her rengin aslının siyah olmasıdır. Aynı şekilde her mahlukun aslının ilk ışıktan gelmesi gibi. Bu ilk ışık parlak bir siyah olmak zorundadır, ilk ışık ise Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’dir.

Ve Allah’ın rahmeti onun (sallallahu aleyhi ve sellem) üzerine tecelli etti ve öylelikle o rahmet tüm mahlukatı kuşattı.

Kur’ân’da da buyrulduğu gibi tüm mahlukat bu ışıktan yaratıldı. Abdullah Ibni Cābir (ra) Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’a şöyle sordu: “Ya Rasulallah, ilk yaratılan kimdir?” Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Ya Cabir, Allah’ın ilk yarattığı senin Peygamberinin ışığıdır.”

Bu da Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ın nedensiz ve nasılsız yaratılmış olmasıdır. Bu ışık ise tüm mahlukatın aslıdır. Ve Allah’ın rahmeti, tüm mahlukatı rahmeti ile kapsayan bu ışığın üzerine tecelli etti.

Bu nurani yaratılıştır, her kimin basireti açılır ve ruhu yükseklere çıkarsa basiretlenir. Ve Allah tarafından Nurlanır (ışık gelir) bu rahmet ile birlikte. Fakat bu ışığın ve rahmetin aslı, Allah’ın bu ışık üzerine yapmış olduğu tecellidir.

Kişinin İslam ile Mü’min olarak, La ilahe illallah Muhammeden Rasulullah ve Tevhit ile doğması.

Her canlıda Allah’ın Nurani tecellisi mevcuttur. Allah’ın bu ışık üzerindeki rahmet tecellisi ile her biri Allah’ı hamd ile tesbih etmektedir.

Bu nedenle birçok rengin meydana gelmesinin aslı olan ışık ile Allah’ın bu ışık üzerine rahmeti ile Nurani tecellisini iyi ayırt etmeliyiz.

Her canlı üzerinde, üzerimizdeki basiret, Nurani, tesbih ve her mahlukta olan Hamd ile.

Bu böyledir.

Vallahu Subhanehu ve Teâla Kur’ân-ı Kerîm’de Zuhruf Suresi’nin 81. ayetin de şöyle buyurmaktadır: “De ki: Eğer Rahman’ın bir çocuğu olsaydı, elbette o oğul ben olurdum!”

Bunun anlamı ise ilk yaratılan Seyyidina Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’dir. İlk ışık. Abdullah Ibn Câbir el Ensari (ra) ile olan Hadis’te olduğu gibi.

O (sallallahu aleyhi ve sellem) ilk yaratılandır, bu da demek oluyor ki, yaratan Allah, ilk yaratılan canlı ilk Nur, ilk ışık ve canlı ise Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’ dir.

Bu böyledir.

Vallahu Teāla ala ve alem.

Ve-s selamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuh.

 Seyyid Magdy Dawoud