You are currently viewing Ledünni İlim Teveccüh’den önce Ders olarak

Ledünni İlim Teveccüh’den önce Ders olarak

🍀🌹🍀🌹

Kur’an’da geçen ve bütün Müslümanları ilgilendiren dini bir mesele var, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Mekke’de iken Hicret etmeden öncesine kadar ki zamandan. Bu mesele, İsra ve Miraç’tır, Peygamberimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in Gece Yolculuğu ve Semaya Yolculuğu. Alimler bu zamana kadar iki görüş bildirmişlerdir.

Görüşün biri, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bu gece Yolculuğunu ruhu ile yaptığını söylüyor. Ve bu görüşte olan alimlerin sayısı azdır. İkinci görüş ise çoğunluğun görüşüdür ve Alimlerin çoğunluğu bu görüştedir ve Hakikat olduğunu düşünüyorlar. Ve şöyle diyorlar, eğer Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu yolculuğu ruh ile yaptıysa, bu normal bir şey olmuş olurdu, yani bir mucize olmazdı. Çünkü normal bir insanın ruhu da uykuda her yere uçar gider ve geri döner. Ve bu yüzden yolculuğu hem ruh hem de beden ile yaptı. Şu ana kadar bütün Müslümanlar bunu söylediler. Ama biz şimdi çok farklı söylüyoruz. Ve bu konu Kur’an da açıkça belirtilmiştir ve Kur’anda sabit bir şekilde verilmiştir ve bundan sonra ve dışında bir tartışma yapılamaz. Ve Isra Suresinin ilk ayetine bakarsak, şöyle buyuruyor (Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir.)

Yani bu yolculuğu kim yaptı? Allah! Burak değil, Cebrail as değil. Bu sadece onlara teselli olarak Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e eşlik etmeleri içindi. Ve Allah “Subhane” derse yani “O münezzehtir”, derse bu her şeyin, nasıl’in, ney’in, nerde’nin ve nasil’in üzerindedir, bununla ilgili bir araştırma içine girilmez. Çünkü O kendisine Subhanallah veya Subhanehu diyorsa yani Allahın kulu ile birlikte bu yolculuğu yaptığı doğrultusunda, yani O bütün tariflerden Münezzehtir yani O kendini öyle adlandırdı. Bunu duyanlar şunu demeliler “Biz işittik ve itaat ettik.” Yani sorulmaz nasıl, ne zaman, nerde, nereye ve nasıl diye. Bizler sadece Kur’an da ne yazıyorsa odur, yani o şekilde gördüğü Necm suresinde buyurulduğu gibi. Ama yolculuğun nasıl bir şekilde olduğunu biz soruşturamayız ve araştıramayız, yani beden ile mi ruh ile mi yoksa ikisi ile mi yaptığı bu yolculuğu, bu mümkün değil. Ama Allah bu ayette ne buyuruyor? Kulu ile diye buyuruyor, yani neden Muhammed, Ahmed, Mahmud veya Mustafa ya da Taha ya da Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in herhangi bir ismini söylememiş. “Benim Kulum ile” demiş, Onu sallallahu aleyhi ve sellem “Benim Kulum” olarak adlandırmış. En yüksek yer ile, yaratılış sebebi ile. Yaratılış sebebi, Allah’a kulluk etmektir. Çünkü Allah Kur’anı Kerim’de şöyle buyurur (Ben cinleri ve insanları yalnızca Bana kulluk etsinler diye yarattım.) Ve bütün mahlukat O’na zorla kulluk eder, durmaksızın. Yani karar verme yetkisi olanlar, cinler ve insanları Allah kendisine kulluk etsinler diye yarattı. Ve bütün mahlukat Allah’a kulluk eder ve bütün mahlukatın ilk yaratılanı Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’dir. Çünkü Allahu Teala Kur’anı Kerim’de şöyle buyurur (Eğer Allah’ın bir oğlu olsaydı ilk benim, o benim olmam gerekirdi.) Yani Onun oğlu yok, ama ilk kul Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’dir, ilk yaratılan Nur (Işık) Allahın Nurundan. Ve Allahın Nurunu tarif etmek veya anlatmak imkansızdır ve tarifsizdir. O yüzden Allahu Teala Onu sallallahu aleyhi ve sellem ilk kul olarak aldı ve Onunla isra ve mirac yolculuğunu ve herşeyi yaptı. Bütün mahlukat Rasulullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem Nurundan yaratılmıştır, yani onlar bu Nurun bir parçasıdır. Kendinden bir parça ile nasıl olurda yolculuk yapabilir? Ve Allah nasıl olurda mahlukatı vesilesiyle kulu ile birlikte isra ve miraç yolculuğunu yapabilir? Bu mümkün değil. Bütün bunlar, bütün mahlukat Onun sallallahu aleyhi ve sellem için bir parça pirinç gibiydi. O sallallahu aleyhi ve sellem her şeyi bütün detayı ve ayrıntıları ile gördü ve Isra ve Miraci Allahın mucizesi ile gerçekleşti ilk kul olarak hakikati ile. O yüzden O sallallahu aleyhi ve sellem ilk Kul olarak bu yolculuğa, hakikati ile, aslı ile bütün mahlukatın içinde Allah ile gitti. Yani beden ile ya da ruh ile ya da ikisiyle birden gitti diye bir şey söylenemez, bu mümkün değil. Bu bir yanlış anlamadır, şimdiye kadar bütün alimlerin Kur’an vahiy edildiğinden itibaren Mekke de bu olay meydana gelene kadar yanlış anladığı ve Müslümanların bu zamana kadar bu konuda 2 görüş bildirdiği bu konu. Ama biz ikisini de doğru bulmuyoruz. Onlar Kulu ile birlikte Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya yolculuk yapan Subhanallah ile çelişkilidir. O yüzden Allahu Teala bu yolculukta Nurunu Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte bağlantıladı ve Ona Salatı verdi (bunun kelime anlamı, bağlantıdır). O sallallahu aleyhi ve sellem Allah ile bağlantılı idi nasıl olmadan nerde olmadan herşeyin üzerinde hakikati ile ve Ona sallallahu aleyhi ve sellem günde 5 vakit namazı direk verdi bir aracı olmadan, vahiy olmadan ve nasılı olmadan. Direk Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ama Namazın önemini belirtmek için Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e direk bu durumda verildi.

Seyyid Magdy Dawoud