You are currently viewing Allah’ın fadlıyla ev sahibi ve misafir ile ilgili olan içtihâdımız

Allah’ın fadlıyla ev sahibi ve misafir ile ilgili olan içtihâdımız

Onun için ben bunu deliller; Kur’an ve Sünnet ışığında özet olarak anlatacağım.

Yoksa Kur’an ve Sünnetten yüzlerce delil getirebilirim.

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: *”Misafirine ikram etmeyen bizden değildir.”*

Ev sahibi karşılayandır.

Yani sen bana nasıl ikram edebilirsin ki, beni her defasında namaz vaktinde yalnız bırakırsan ve camiye gidersen ?

Bana mahrem olmayan kendi mahremin ile, hanımın, kızın veya kız kardeşin ile nasıl yalnız bırakabilirsin?

Bu haramdır, anladın mı?

Ben yere düşsem veya bir yere çarpsam nasıl olurda senin hanımın beni aya kaldırır?

Ve kalktığımda kendimi onun kolları arasında bulurum.

Veya tam tersi.

Bir kadın yere düşer. Ben onu nasıl taşırım?

Bu nasıl olabilir?

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: *”Bir erkek ve kadın yalnız olduklarında üçüncüleri şeytan olur.”

Şeytanın oraya gelmesine nasıl müsaade edebilirsin?

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bunu yasakladı.

Bu haramdır.

Örneğin sen camiye gittin ve ben evde ailenle birlikte seni bekliyorum o esnada bir akraban gelirse ve beni o evde hanımın ve kızların ile yalnız görürse ne olur? Felaket olur.

Bir Hadis Sahih’de Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: *”Helal belli haram belli ve arada da şubuhât (şüpheliler) vardır. Şüpheden kaçının ki dininizi koruyasınız.”*

Şüphe de takvalı olan hem namusunu hem de dinini korumuştur.

Niye aileleri ve Müslüman toplumu yıkan bir şüpheye sebep olayım ki?

Niye insanların arasına şeytan sokayım ki?

Bu İslam’da olmaz.

Allahu Teala Kur’an’ı Kerimde buyuruyor ki: *”Allah size dinde sıkıntı istemez.”*

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: *”Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz.”*

Bunların hepsi Sahih Hadis. Ve Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Kur’an’dan da deliller var.

Konuyla ilgili yüzlerce deliller var, naklî ve aklî.

Yani ev sahibi hem maddî hem manevî yorulacak.

O uyuyamaz, hep yemek pişirmesi lazım, evi temizlemesi lazım ve alışveriş yapması lazım.

Hanımı hep alışveriş yapıyor ve yemek pişiriyor, kendisi gibi.

Sabah erkenden kalkıyorlar her şeyi hazırlamak için.

Ben ama uyuyorum ve sultanlar gibi kalkıyorum ve geldiğimde her şey hazır.

Onların bunu bana yapmaları ikramdır.

Yani onlar rahat kalamıyorlar.

Bu nasıl olurda onların bu kadar meşguliyetleri arasında din günde 5 defa misafiri yalnız bırakarak namaza gitmelerini emretsin?

Bana göre ev sahibine bütün namaz şekillerinde uymak farzdır.

Oruçta da ona uyulsun.

Gelen misafirin oruç tutması uygun değildir.

Ev sahibi de misafiri olduğu vakit oruç tutmasın.

Misafir geldiğinde ev sahibi için oruç tutması mekruhtur misafir ile beraber yemelidir.

Belki misafir yalnız yemekten utanıyordur.

Onun için ev sahibi veya misafir olduğun zaman oruç tutmamak sünnettir.

Bu İslam’da böyledir.

Bu namaz içinde aynen geçerlidir.

*Bir düzeltme*

Belki Türkçede öyle söyleniyor olabilir, ama Arapça İslamî ifadenin bakımından doğru olmadığını söyleyebilirim. Musafir ve Safar arasında farklılıklar vardır. Musafir = yolcu ve Safar = yolculuk demek ve Seferî ise farklı bir şey. Seferî’nin namaz ile ilgisi yok.

Neden?

Seferî örneğin restorana gidip yarım kilo et alıp götürmek istediğini söylersin orda seferî dersin yani yolculuğa götürmek istediğini ifade edersin. Sandviç almaya gittiğinde Sandviçi seferi istiyorum yani *Yol Azığı* dersin paket olarak istersin.

Peki diğeri bir ifade olarak İslam’da ne anlama geliyor?

Öğle namazı var ikindi namazı, cuma ve bayram namazı var ama Yolculuk namazı diye bir namaz yok. Bu ifade yanlış. İslam’da seyahat namazı diye bir şey yok yukarıda da örnek verdiğimiz gibi: günde 5 vakit namaz var duha namazı, sünnet namazı, bayram namazı, cenaze namazı vardır ama seferî namazı diye bir namaz yoktur.

Ancak musafir için yolculukta kolaylık vardır.

Yani Musafir (yolcu) namazı vardır ama seferî namaz veya yolculuk namazı diye bir şey yok.

Doğrusu musafir namazıdır. Bundan şu anlaşılıyor: namazını yolculukta kolaylıkla kılmanı sağlayan bir uygulama.

Arapça ve İslami ifade böyledir.

Vallahu Teala ala ve alam

Seyyid Magdy Dawoud